
İskoçya Birinci Ligi’nin isminin değişip, yerine İskoçya Premier Ligi isminin gelmesi 8 Kasım 1997’de gerçekleşmiş. O güne kadar iki lig (1. ve 2. lig) statüsünde oynanan organizasyon, 1997-1998 sezonundan itibaren ayrılmış. Asıl sebep olarak da büyük takımların maçlarına daha fazla seyirci ve kasalarına daha fazla para gelmesi olarak gösterilmiş. Daha önceki lig sisteminde sponsorlardan gelen para eşit olarak dağıtılırken, bu sistem ile birlikte değişen ve ortadan kalkan eşitlik anlayışı, büyük takımların avuç içlerinin kaşınmasına neden olmuş.
2000-2001 sezonunun başına kadar 10 takımla oynanan lig, o dönem itibari ile lig içinde bulunan takımların da arzusuyla 12 takıma çıkarılmış. 44 maçlık bir ligin önüne geçmek için ise ‘Split League Format’ dedikleri bir sistem geliştirmişler. Böylece öncelikle her takım, bir diğeri ile 3 maç yapıyor, 33 maç sona erdikten sonra da lig ikiye ayrılıyor. Lig içinde yapılan bu 3 maçın evde veya deplasmanda ne kadar oynanacağı ise kurada belirleniyor. 33 maç sonunda ikiye ayrılan ligde (ilk 6 ve son 6), her takım tek devreli 5 maç daha yapıyor. Bunun sonucunda toplam 38 maça ulaşılıyor.
Bu sistem genellikle ligi 7. sırada bitiren takımların işine gelirken, 6. sırada bitirenler ise buna fena halde bozuluyorlar. Zira ligi 7. sırada bitiren takım nispeten daha kolay takımlar ile maç yaparken, 6. sıradaki ekibimiz en azından bir Rangers ve bir Celtic maçı oynamaya, deyim yerindeyse, hak kazanıyor…
İskoçya Birinci Ligi’ni ilk sırada bitiren ekip, Premier Lige çıkarken, Premier Lig sonuncusu, emin adımlarla Birinci Ligin yolunu tutuyor.
Lig sponsoru ise 1999 yılından 2006’ya kadar ‘Bank of Scotland’ olurken, o dönem anlaşmayı yenilemeye yanaşmadıkları için yeni sponsor olan Clydesdale Bank, günümüzde de sponsorluğunu devam ettiriyor.
UEFA sıralamasında 10. sırada bulunan lig, her sene Şampiyonlar Ligi’ne iki, UEFA Kupasına da üç takımla katılmaya devam ediyor. Lig şampiyonu direk olarak gruplara kalırken, lig ikincisi iki ön elemeden geçerse yoluna devam ediyor. UEFA Kupasına katılan 3. ve 4. sıradaki takımlara bir de İskoç Kupası galibi ekleniyor. Ama burada enteresan olan taraf şu ki, eğer kupayı alan takım Şampiyonlar Ligi veya UEFA Kupasını lig konumu itibari ile garantilemişse, bu hak kupa finalistine değil, ligi 5. sırada bitiren devrediyor.
1967 yılında Şampiyon Kulüpler kupasını almayı başaran Celtic, bu ünvana erişen ilk Britanya kulübü olurken, İskoç futbolunun en büyük kupasını da ülkeye getirmeyi başarıyorlar. Bu kupanın hikayesi ve final maçı da başka bir postun konusu olsun.

Bugüne kadar üçü son üç sezonda üst üste olmak üzere 6 kez şampiyon olan Celtic ile 4 kez bu ünvana erişen Rangers’dan başka şampiyon çıkaramayan SPL, son dönemde eleştirilere maruz kalmaya başladı. Öncelikle dünyada en önemli derbilerden biri kabul edilen Old Firm (Celtic-Rangers) derbisinin yılda en az 4 kez oynanması (bu sene Co-op Insurance Cup Final ile 5 olacak), ile derbinin heyecanının azaldığı düşüncesi ve daha sonra birkaç teknik direktörden gelen ‘Aynı takım ile bir sezonda yaplıan 4 maç çok fazla’ açıklamaları, ligin geleceği açısından düşündürücü.
Bakalım önümüzdeki birkaç sene içerisinde ‘değişmeyi sevmedikleri’ için para birimlerini bile Euro’ya çevirmeyen İngilizler gibi davranmaya devam edip ligi böyle mi kabullenecekler, yoksa William Wallace gibi onlar da isyana katılıp, bir kabuk değişimine daha mı gidecekler? Ne olacağı bilinmez ama, bizlerin inşallah buralarda olup gelişen olayları yazmaya devam edeceğimiz kesin…